Şifalı olarak kabul edilen kaplıca sularının sağladığı faydaların asıl etken maddeleri magma tabakasında eriyik halde bulunan elementlerin bu sularda çözünen bileşikleri veya iyonlarıdır. Bu elementler dünya üzerinde başka sularda bulunmadıkları kadar yoğun şekilde kaplıca sularında bulunurlar.
Kaplıca sularındaki maddeler arasında çok sayıda metal ve yarı metal bulunmakla birlikte faydalı mineraller de bulunmaktadır. Toprak içeriğinde bulunan elementlerle birlikte tüm toprak katmanlarında bulunan maddeler de kaplıca suları ile birlikte yer yüzüne çıkar. Bu nedenle kaplıca sularının bulunduğu yerlerde yeryüzü örtüsü de oldukça yeşil ve bereketlidir.
Kaplıcalarda bulunan mineraller, gerekli analiz ve araştırmaların ardından tıp kurullarında yer alan doktorlar tarafından değerlendirilerek hangi hastalıklarda öncelikle uygulanabileceği konusunda araştırılır. Hastalıkların etkenlerine göre etkileri de değişen kaplıca suları, faydalı mineraller sayesinde sindirim sistemi, akciğer ve karaciğer hastalıkları gibi pek çok konuda yardımcı tedavi olarak önerilmektedir.
Kaplıca Suyundaki Yararlı Mineraller
Sodyum: Kan ve tükrük ph değeri yani asiditesinin düzenlenmesi sağlar ve sıvı pompasını sağlamasının yanında damar ve sinir hastalıklarında etkili bir düzenleyicidir.
Magnezyum: Sedatif etkisi ile bilinen magnezyum yenilenme ve enerji sağlar, bu sayede psikotik rahatsızlıkların tedavisinde etkili olduğu düşünülmektedir.
Radon: Yeraltı gazı olarak bilinen radon gazı, çoğu zaman deprem habercisi olarak görülse de kaplıca sularında bolca bulunur. Radyoaktif özelliği ile bilinen radon, vücut direncinin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar.
Florür: Diş macunlarında da bulunan Flor bileşiği olan florür, kemik ve iskelet sisteminin güçlenmesini sağlar.
Nitrat: Üst solunum yolu enfeksiyonları, koah, astım ve kronik bronşit gibi solunum sıkıntısı yaratan hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir.
Kalsiyum: Hipertansiyona karşı etkili olduğu bilinen kalsiyum, kemik ve iskelet yapısına katılarak iskelet sistemi ağrılarının azalmasını sağlar.
Sülfür: Genellikle kötü kokusu nedeniyle pek sevilmeyen sülfür, kaplıcaların en yararlı bileşiklerinden biridir. Kalp damar hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Hidroarsenat: Bu madde vücutta doğal yollardan oluşan safra taşı, böbrek taşı gibi ekstra oluşumların ve karaciğer, mide ve bağırsak sistemi ağrılarına karşı iyi gelmektedir.