Kaplıca sularının hepsi içilebilir değildir. Bu suların içilebilir olması suyun çıktığı bölgeye göre değişebilir. Bölgenin yöreye göre değişmesi demek aynı ilde yer alan bütün termal suların da içilebildiği manasına gelmez. Aynı il sınırları içerisinde olan fakat aynı alanlardan çıkan termal sular içilemeyebilir.
Örneğin, bir termal kaplıca suyunda bulunan minerallerde arsenik bulunması durumunda bu termal su içilemez. Bu su sadece banyoda kullanılabilir. Arsenik bulunmayan sular içme suyu olarak da kullanılabilir. Bu ölçümlerin yapılması ve T.C. Sağlık Bakanlığı aracılığıyla “Bu su içilebilirdir” ibaresinin de olması gerekir. Bir diğer faydalı mineral de kükürtlü ve bikarbonatlı sulardır. Bu suların sindirim sistemine faydası fazladır. Hazımsızlık yaşayan insanlarda safra kesesi salgısı artışı sağlar. Böylelikle sindirim sistemini rahatlatır. Bundan dolayı boşaltım sistemine de dolaylı olarak faydalı olduğu söylenebilir. Böbrek ve idrar yolları sağlığına katkısı olarak da ifade edilebilir. Kükürtlü termal suların kabızlığa da yararı vardır.
Ayrıca, kan ve mide asidi dengesi için bikarbonatlı termal kaplıca suları oldukça faydalıdır. Midesinde yanma, ağrı, ekşime gibi sorun yaşayanlar bikarbonatlı termal su içebilir.
Kaplıcalar Tehlikeli Midir?
Bilinç her konuda olduğu gibi burada da önemlidir. Bilinçsiz bir şekilde yapılan kaplıca tedavisi vücutta yer alan kronik iltihapları tetikleyebilir. Kaplıca tedavilerinin tamamlayıcı ve destekleyici tedaviler olduğu unutulmamalıdır. Özellikle, tansiyon hastaları, hamileler, kalp krizi geçirenler, kalp damar rahatsızlığı olanlar, iltihaplı romatizması rahatsızlığı bulunanlar, obezler ve kan sulandırıcı kullanan insanlar için kaplıcalar yarardan çok zarar getirebilir. Kaplıca suyu içerisinde çok durulmamalıdır. Ortalama on ve yirmi dakika gibi bir süre her kür için yeterli bir süredir.
Kaplıca Sularına Başımızı Sokmalı Mıyız?
Yapılan bu uyarının temel amacı toplum üyelerini amipli menenjitten korumaktır. Bu amip bir tatlı suda yaşayan amip türüdür. Bu amip türü kaplıca sularına bulaştığı için hastalık gelişmektedir. Bu tür 28-40 santigrat derecede etken olduğu için oldukça etkilidir. Tuz oranının yüzde iki olduğu sularda bu amip üreyemez. Klor amipleri öldürür çünkü klor en etkili dezenfektandır. Bu yüzden kaplıca sularını klorlamak bir çözüm olabilir. Amip menenjiti belirtilerini kaplıca sonrası ilk 3-7 gün arasında gösterir. İlk belirtiler:
- Şiddetli ve inatçı baş ağrısı,
- Boğaz ağrısı,
- Bulantı ve kusma,
- Yüksek ateş
- Uyku hali
Bu belirtilerin olması için hastalığın oluşması gerekiyor. Hastalık da suyun burundan girmesi ile oluşuyor. Kaplıca suları da tuzsuz olduğu için amip bulaşma ve çoğalma şansını içinde barındırıyor. Suya başınızı sokmanız halinde düşük ihtimal de olsa burnunuzdan giren amip beyninize kadar sinirler yardımıyla ulaşabilir. Bu durum suya balıklama atladığınız zaman daha da olasıdır. Çünkü atlamanın oluşturduğu yüksek basınç ile amiplerin yayılması daha basit bir pozisyona gelir. Bu yüzden balıkla atlamamaya ve suya başınızı sokmamaya dikkat etmeniz gerekir.