Tokat’ın bağlı olan Sulusaray, il merkezine 69 km mesafede bulunuyor. Çekerek ırmağı kenarında yer alan Sulusaray, henüz 10.000 bile olmayan nüfusuyla dağlarla çevrili bir bölgede şirin bir ilçe olarak karşımıza çıkıyor. Kaplıcalar ilçe merkezine 3 km mesafede bulunuyor.
Sulusaray’ın Tarihçesi
Sulusaray, 1990 yılında ilçe olmasına rağmen yerleşim geçmişi çok eski yıllara dayanıyor. Birçok yerleşim yeri gibi Sulusaray’ın yerleşim yeri olarak kullanıldığı ilk tarih kesin olarak bilinmiyor. Ancak, bazı kaynaklarda ilk yerleşimin milattan önce 1. yüzyıla dayandığı bilgisi yer alıyor.
İlk Romalılar döneminde milattan sonra 98-117 yılları arasında hüküm süren imparator Trajan’ın o dönemde Sebastapolis veya Heraclepolis adıyla bilinen günümüzdeki Sulusaray’ı bağlı bulunduğu Polemoniacus Eyaletinden ayırarak Capadokia eyaletine bağladığını bu değişim onuruna dikilen kitabeden anlaşılıyor.
Sebastapolis’ten Sulusaray’a
İlçenin ilk isimlerinden Sebastapolis Yunanca; büyük, azametli şehir anlamına geliyor. İlçenin tarihte anıldığı diğer isim Heraclepolis ise Herakles’in şehri anlamına geliyor. Herakles ise Yunan mitolojisindeki yer alıyor. Roma mitolojisindeki Herkül’ün karşılığı olan Herakles, Zeus ile Alkmene’nin oğlu olarak dünyaya geliyor ve tanrısal güçlerinin olduğuna inanılıyor. Bu iki isimden de anlaşılan, Sulusaray’ın geçmişte büyük ve güzel bir yerleşim yeri olduğudur.
Bizanslıların çok rağbet ettikleri bu şehre o dönemde, Arap ve Sasani saldırıları gerçekleşiyor. Ancak Araplar ve Sasaniler bölgede kalıcı olmuyor.
Türklerin Gelişi
Malazgirt Zaferi ile kapıları açılan Anadolu’da bölgenin Türkler eline geçmesi de bu tarihten sonrasına denk geliyor. Burasını ilk ele geçiren Türk Beyliği Danişmentliler oluyor. Selçuklunun yönetiminin ardından Osmanlı İmparatorluğunun bir parçası oluyor. Ancak kent, eski çağlardaki yerini koruyamıyor ve küçük bir yerleşim yerine dönüşüyor.
Timur Anadolu’ya geldiğinde, kendisine karşı konulması üzerine şehri yakıp yıkıyor ve kent tamamen bir harabeye dönüyor. O dönemde de bilinen kaplıcalar ve geçmişi sebebiyle sonradan Sulusaray olarak anılmaya başlıyor.
Kaplıca ya da Sağlık Turizmi
Kaplıca turizmi günden güne popülaritesini artırıyor. Gezmek, yeni yerler görmenin yanında gidilen yerde dinlenirken sağlık için de bir şeyler yapabiliyor olmak özellikle modern tıp tarafından kalıcı çözüm üretilemeyen hastalıklarda büyük önem taşıyor. Kaplıcalar, hem sakin ve huzurlu bir ortamda dinlenmek hem de sağlık sorunlarına alternatif çözümler bulmak için sık sık uğranılan yerler arasında bulunuyor.
Kaplıcalar, ülkemizde yoğunlukla Orta Anadolu ve civarında bulunsa da hemen hemen tüm bölgelerimizde bulunuyor. Sulusaray Kaplıcaları bunların en tanınmışları arasında yer alıyor. Tokat, her ne kadar coğrafi bölge olarak Karadeniz’de yer alsa da Yozgat ile komşu olması sebebiyle çoğu insan tarafından İç Anadolu Bölgesi’nde olduğu düşünülüyor.
Sulusaray Kaplıcaları Nasıl Gidilir?
Sulusaray ülkenin merkezine yakın olması sebebiyle ulaşım çok büyük problem oluşturmuyor. Bu bölgeye ulaşım için farklı seçenekler bulunuyor.
Karayolu Ulaşımı
Türkiye’de havayolu ulaşımı iyi denilebilecek bir seviyede olsa da nüfus yoğunluğu düşük olan bölgelere havayoluyla ulaşım her gün mümkün olmayabiliyor. Bu nedenle, özellikle bu tür yerlere gidişlerde karayolu ulaşımı tavsiye ediliyor. Eğer özel araç ile gitmemişseniz, Tokat merkezden Sulusaray Kooperatif dolmuşları ile her saat yolculuk yapabilirsiniz.
Havayolu Ulaşımı
Tokat havaalanı 1995 yılında hizmete açılmış fakat aralıklarla uçuşlara kapatılmıştır. 2017 yılında havaalanının altyapı eksikliklerini gidermek için kapatılan havaalanının 2022 yılı başlarında faaliyete geçmesi beklenmektedir. Ancak, yolcu yetersizliği sebebiyle açıldıktan sonra bu havaalanına yapılacak seferlerin günlük olması beklenmiyor. Halihazırda Tokat’a havayoluyla gidecekler Sivas veya Samsun havaalanlarından Tokat’a karayoluyla geçip yine karayoluyla Sulusaray Kaplıcalarına ulaşabiliyor.
Özel Araçla Ulaşım
Küçük yerleşim birimlerine tolu ulaşım vasıtalarıyla gitmek mümkün olsa da orada geçen sürenin iyi değerlendirilebilmesi için özel araç kullanmak en iyi ulaşım seçeneği gibi duruyor. Tüm zamanınızı kaplıcada geçirmeyi düşünmüyorsanız, özel aracınızla yapacağınız seyahat size önemli ölçüde hareket serbestîsi sağlıyor. Böylece, kaplıcanın sıcak sularından ayrılabildiğiniz zamanlarda çevredeki doğal güzellikleri görme, tarihi mekânları ziyaret etme fırsatını yakalayabilirsiniz.
Sulusaray Kaplıcaları Hangi Hastalıklara İyi Gelir?
Sulusaray kaplıcalarının suyu, hafif acı bir lezzete sahiptir. Kaplıca sularının kimyasal bileşikleri arasında;
- Bikarbonat,
- Sodyum klorürlü
- Sülfat,
- Flüorür,
- Kükürt dikkat çekiyor.
Kaplıca sularında biyolojik kirlilik ve kanserojen madde bulunduğuna dair söylentilerin de asılsız olduğu yaptırılan analizlerle ortaya çıktı.
Bu içeriği ve sıcak sularıyla Sulusaray Kaplıcalarının dejeneratif eklem rahatsızlıkları, romatizmal hastalıklar, bel ve boyun ağrıları, sinir sistemi rahatsızlıkları, böbrek taşı rahatsızlıkları, astım ve KOAH hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Ancak, kaplıcalardan tedavi maksadıyla istifade etmeyi düşünenlerin doktorlarıyla görüşmelerinde fayda bulunuyor.
Çünkü bazı hastalıklar için kaplıca ortamı risk oluşturuyor. Örneğin kalp ve damar hastalıklarından şikâyeti olanların, yoğun buharın bulunduğu kaplıcalarda bulunmaları kriz riskini artırıyor. Aynı şekilde tansiyon problemi olanlar, kanser hastaları ve ateşli hastalıklarda da kaplıcadan uzak durulması tavsiye ediliyor.
Dejeneratif Eklem Rahatsızlıkları
Sıcak suyun tedavi edici özelliği, eklem rahatsızlıklarında büyük oranda etkisini gösteriyor. Su içeriğindeki mineraller de tedaviyi destekliyor.
Romatizma
İltihaplı romatizma olarak bilinen romatizmal hastalıklarda sıcak su olumsuz sonuçlara sebep olabiliyor. Ancak diğer romatizmal hastalıklar için kaplıcaların faydalı olduğu biliniyor.
Nevralji
Nevralji, özellikle baş ve boyun bölgesinde görülen sinir ağrıları olarak tanımlanıyor. Sulusaray Kaplıcaları, içeriğindeki zengin mineraller, kükürt ve suyunun sıcaklığıyla bu ağrıların ortadan kaldırılmasında etkili oluyor.
Cilt Hastalıkları
Su, cilt temizliği ve yenilenmesinde hayati bir yer tutuyor. Sulusaray kaplıcalarının suyunda bulunan zengin kükürt ve Flüorür suyun bu etkisini daha da artırıyor.
Böbrek Taşı Rahatsızlıkları
Sıcak suyun, şiddetli ağrıya sebep olan böbrek taşlarının düşürülmesine faydalı olduğu biliniyor. Ancak taşın büyüklüğünün kanalları tıkayacak kadar olmaması gerekiyor. Safra kesesi taşı söz konusuysa kaplıcanın faydadan çok zarar vereceği biliniyor.
Sulusaray Kaplıcaları Otelleri
Sulusaray ilçesi sınırlarında yer alan Tokat Termal otel, hem otel konseptinde hem de bungalov tarzı evleriyle doğayla iç içe bir tatil imkânı sunuyor.
Sulusaray’da Tokat Termal otel dışında; motel ve pansiyonlar da bulunuyor. Buralarda konaklayan ziyaretçiler, kaplıcalardan günübirlik istifade edebiliyor.
Kaplıcadan günübirlik istifade etmek isteyenler için Tokat Merkez veya diğer ilçelerde bulunan otellerde konaklamak da bir alternatif olarak değerlendirilebilir. Tokat’ta bulunan; Dedeman, Khall Suite’s ve RMS Atlas otel konforlu konaklama imkanı sunan oteller arasında bulunuyor.
Sulusaray Tarihi Yerleri
Sulusaray’a gitmişken tarihi yerleri de görmeden dönmemek gerekiyor. Burada göze çarpan iki önemli kültürel yapı bulunuyor. Bunlar; Sulusaray’ın ihtişamlı günlerini yansıtan Sulusaray köprüsü ve Sebastapolis Antik kentidir.
Sebastapolis antik kentine yönelik ilk kazı çalışmaları 1987 yılında dönemin Tokat Müze Müdürü tarafından başlatılıyor ve kurtarma maksadıyla yapılan bu çalışmalar üç yıl devam ediyor. Ardından 2010 yılında yeniden çalışmalara başlanmış ve aralıklı olarak devam etmiştir. Bölgedeki Roma hamamı ve Bizans kilisesi kalıntıları özellikle dikkat çekiyor. Çalışmalar sırasında İngiliz Kraliyet ailesinden Prens Charles’ın da bölgeye geldiği ve kiliseyi ziyaret ettiği biliniyor.
Kitabesi bulunmayan Sulusaray Köprüsü’nün de yapısı dikkate alındığında Roma dönemine ait olduğu kanısı güçleniyor.
Sulusaray’a gitmişken Tokat il merkezinde bulunan Ulu Camii, Garipler Camii, Gök Medrese, Burgaç Hatun Türbesi, Yağıbasan Medresesi gibi tarihi mekânları görmekte de fayda bulunuyor.